Türkiye'de 91 yıldır 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü kutlanıyor. Her 5 Aralık'ta klişe açıklamalar yapılıyor. Kadın haklarından dem vuruluyor.
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde 5 Aralık 1934 tarihinde kadına seçilme ve seçme hakkı tanıdığına dikkat çekiliyor. Bu tarih, günümüzde de Dünya Kadın Hakları Günü olarak kutlanıyor.
***
Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadının toplumdaki rolü üzerine çok ciddi adımlar atıldığı, en büyük kırılmanın ise 1934’te yaşandığı sağır sultan bile biliyor. Fakat günümüzde kadın cinayetlerinin önüne neden geçilmediği konusunda ülkeyi yöneten siyasal parti temsilcilerinin ağzından net tümceler çıkmıyor.
***
Bu bağlamda yasal düzenlemelerin neden yetersiz kaldığını yüksek tonla haykıran sivil toplum örgütlerinin sesi de duyulmuyor. Diğer bir ifadeyle duymak istenmiyor. Toplumun yüreğine su serpecek yasal düzenlemelere gidilebilecegini dillendiren ağızlar da toplumda giderek derinleşen kaygıyı gideremiyor!
***
İçişleri Bakanlığı'nın resmi verilerine göre 2022 yılında 284, 2023 yılında 309, 2024'te de 394 kadın erkekler tarafından hayattan kopartıldı. Özellikle 2024'teki rakam oldukça ürkütücü. Sokakların kadınlar için güvenli olduğunu kim söyleyebilir ki! Hiç kimse
***
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre, Türkiye 146 ülke arasında 127. sırada yer alıyor. Bu sonuçlarla Avrupa’nın ilk on ülkesini bir yana bırakın ancak sonuncusu olabiliyor.
***
Bu rakamlar Türkiye'nin, siyasi güçlenme kategorisinde de en zayıf konumda bulunduğunu ortaya koyuyor. Ülkemizde 2025 yılının ilk 11 ayında ise 349 kadın erkekler tarafından katledi. Bunların, 267’si kadın cinayeti, 82’si şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti.
***
Kadınların en çok aile içindeki erkekler tarafından öldürüldüğü tespit edildi. Olayların yüzde,9’u kadınların kendi evlerinde gerçekleşti;
***
Değerli okuyucularım, söyler misiniz sokaklarda erkekler tarafından kadınların kanının akıtıldığı günümüzde, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nde ne yazabilirdim ki.
***
Birileri çıkıp bana ne yazacağımı söylemesini çok isterdim. Ama kimse çıkmadı. Çünkü aklıselim her insan bu tabloya bakarken, içinden tek kelime yazmak gelmediğini biliyor da ondan!
***
Biraz önce ifade ettiğim gibi, Türkiye'de neredeyse her gün bir kadının erkek ya da erkekler tarafından hunharca öldürülüyor, hiçbir şey olmamışcasına elini kolunu sallayarak ortadan kayboluyor, ya da güvenlik kuvvetleri tarafından yakalanıyor. İfadesi alındıktan sonra adli mercilere teslim edilerek tutuklanıyor. Bir süre sonra şu veya bu sebepten ya da " iyi hal" gözetilerek serbest kalabiliyor . Katil damgasıyla sokaklarda halkın arasında dolaşmaya başlıyor.
***
İstatistiklere baktığımızda yüreğimiz cız ediyor. Tahammül derecelerini aşıyor. Türkiye'nin yüzde 38 oranla kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığınıbiliyor muydunuz acaba!.
***
. Ülkemizi yüzde 37,4 oranıyla Kolombiya, yüzde 36 oranla Kosta Rika takip ediyor. ABD ise yüzde 35,6 oranıyla dördüncü sırada yer alıyor.
***
Bu rakamlar Türkiye'de kadınların sokaklarda özgürce dolaşamadığını gösteriyor. Demem o ki, Türkiye'de böyle bir süreç yaşanıyor.
Eli kalem tutan sağduyulu hiçbir kişi, kadınlar özgür yaşam sürdürüyor diyemez, dememeli bence.
***
Cinayetlerin neden işlendiği konusuna girmek istemiyorum. Bu konuda Uzmanlar söylenmesi gerekenden fazlasını hergün ekranlarda söylüyor. Ayrıca, eğitim düzeyinin düşük olması, ekonomik sıkıntılar ve ataerkil toplum özelliğinin kadın cinayetlerinde önemli risk faktörü olduğu bilinen bazı gerçekler.
***
Sözün özüne gelince: ülkemizde kadın cinayetlerinin önlenemediği gibi, her geçen yıl artarak devam ettiği bir süreç yaşanıyor. Böyle bir dönemde söyler misiniz 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nde ne yazabilirdim. İnanın yüreğim elvermedi, kalem oynatmaya, daha ne diyeyim.