Mahmut TEBERİK

Tarih: 23.07.2025 23:05

PLATON VE DEVLET

Facebook Twitter Linked-in

Platon ya da Eflatun, felsefe ve bilimde pek çok tartışmanın temellerini atmış antik Yunan filozofu ve bilgesi. Antik Yunan neresi? Bugünkü Yunanistan ve bizim Anadolu’nun batı yakası.

Platon, devleti canlı bir organizma gibi düşünür. Devletin her organı ancak bütün yapı içinde yaşamını sürdürebilir ve bedene bağlı olduğu sürece canlılığını korur. Birey toplum dışında var olamaz, toplumda bireylerle var olur.

Devleti oluşturan sınıfları insan ruhunun üç parçasına göre düzenler. İnsan ruhunda;

1. Madde ve duyguya yatkın yeti, itaati ve üretimi içerir. İşçi, köylü ve zanaatkârlar bu sınıfa girer. Bu sınıfın temel erdemi, itaat etmek ve çalışmak olduğu için bunlar üreten sınıftır. Devleti besler, doyurur ve giydirir. Devletteki en büyük çoğunluktur.

2. Cesarete yatkın yeti, korumayı ve savaşmayı içerir. Bekçiler, yani asker ve polisler. Bu sınıf cesaret erdemiyle donatılmıştır. Devleti korumak ve varlığını sürdürmek görevini üstlenirler.

Bazen şan ve şerefe önem verdikleri için devleti korumak yerine ele geçirmek isteyebilir. Bu nedenle onların eğitimi sadece bedeni eğitim olmamalıdır. Erkek ve kadınlardan oluşabilir.

3. Akla yatkın yeti ise, yönetme ve bilgi edinmeyi içerir. Yöneticiler ve bilgeler. Yönetici sınıf aklı, bilgiyi ve adaleti esas alarak devleti eşit şekilde yönetmelidir. Yasalara bağlı olarak çalışırlar.

Eğitimleri çok önemlidir. Çocuk yaşlarda iyi huylu, yumuşak başlı olmaları için masal ve öyküler. Sonra müzik ve beden eğitimi, on beş yaşlarında aritmetik ve geometri öğretilmelidir.

Elli yaşına kadar hem eğitilmeli hem de devlete çalışmalıdır. Yetenekleri uygun olanalar, felsefe eğitimi verilerek yönetici olabilir. Devam edemeyenler üretici ya da bekçiler sınıfına alınmalıdır.

Platon’un “Yönetici filozof; filozof yönetici olmalıdır.” iddiası bu anlayışa dayanır.

Peki, burada hangi sınıf yok? Bildiniz, peygamber olmayınca, dini yorumlamak için ulemaya da gerek duyulmamış. Antik Yunan halkı sorgulayıcı özelliğe sahip olduğundan filozoflar yetiştirmiş.

Örneğin ben, Mahmut TEBERİK;

                •             Felsefe benim çapımı aştığı ve hiç anlamadığım için benden yönetici olmaz.

                •             Hayatta bir tavuğa bile kıyıp kesemediğim için asker ya da polis hiç olmaz.

                •             Adımı, sülalemin büyüğü, köyün imamı Kara Mahmut Hoca’dan almışım. Varın siz yorumlayın benden beklentileri. Peki, benden ulema olur mu? Mümkünatı yok.

Yani anlayacağınız, yaşam boyu marabalığa devam. Peki memnun muyum? Hem de çok.

3500 yıl önce bu topraklarda, antik Yunan’ın küçücük şehir devletlerinde yöneticilerden istenen eğitime, liyakata ve özelliklere bakın, bir de dönüp günümüz Orta Doğu’suna bakın, kıyaslayın.

                •             Doğmalardan uzak, felsefe, mantık, siyaset eğitimi ile donanmış, filozof olarak yetişmiş biri yanlış yapabilir mi? Diyelim ki bir kez yaptı, vicdanına hesap verebilir mi?

                •             Haktan, adaletten ayrılabilir mi? Komplekssiz, kişisel bütünlüğe erişmiş, erdemli ve dürüst biri olduğu için vurgun, talan, üç kâğıt geçer mi aklından?

                •             Devlet yönetiminde akıl ve mantık varken başka bir güç merkezini dikkate alır mı?

                •             Kendisi zaten süzme itibar sahibi olduğu için altın yaldızlı saraylarda oturur mu?

                •             Kendisini “Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi” olarak yutturur, ülkeyi yönetenler ulema, vb. bir aparata gereksinim duyar mı?

 

23 Temmuz 2025

Mahmut TEBERİK

m.teberik@gmail.com


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —