Nurettin ÇELMEOĞLU

Tarih: 01.10.2025 21:25

ADANA’NIN SANAT BÜYÜKELÇİSİ DR. HALUK UYGUR’DAN BENZERİ OLMAYAN “SONSUZA DEK” SERGİ

Facebook Twitter Linked-in

30 yıl kadar önce, dönemin prestijli haftalık gazetesinde tanımıştım. Ben yine her zamanki gibi Adana’nın gelmişini geçmişini kurcalıyordum. Arkadaşımız da, Saygı Esin imzasıyla daha çok sağlıkla ilgili yazıyordu. İki çocuğunun adlarıydı Saygı ve Esin.

Başkan Durak Koza Kültür Sanat ve Turizm Şirketi Yönetim Kurulu’na yıpranmamış, yararlı olabilecek yüz aradığını söyledi. Tereddütsüz, Saygı Esin’i, daha doğrusu gerçek ismiyle, Doktor Haluk Uygur’u önerdim. İki gün sonra, “Verdiğin ismi kime sorduysam çok methetti. Çağır bir görüşelim” dedi. Böylece, Güney Medya Gazetesi’ndeki tanışıklığımız Büyükşehir Belediyesi sınırlarına da taşınmış oldu.

SANATTA KÜLTÜRDE

VOLKANA BENZİYOR

Dr. Uygur Koza’ya, Koza Dr. Uygur’a uğurlu geldi. Kitap dahil önemli çalışmalarını burada sürdürdü. Örneğin, Deprem Mağduru Kız Lisesi Binasını vilâyeti ikna ederek Kültür Sanat Merkezi olarak Belediye kontrolüne aldırdı. Burada bir bölümün Adana Kitap ve Belgeleri ile kütüphane haline getirilmesindeki özverili katkılarını unutamam. Bir başka bölümünü de fotoğraf ve sinema makineleri müzesi haline getirdi. Dr. Haluk Uygur sürekli lav püsküren volkan gibi ürettikçe üretiyor, bu niteliğini takım arkadaşlarımıza da yansıtıyordu. Bu arada paşpeşe yayımladığı kitaplar Adana’da önemli boşlukları doldurmaktaydı.

FOTOĞRAFLARIYLA

DR. HALUK UYGUR

Çok iyi bir fotoğrafçı olduğunu kabul etmeyecek tek kişi olamaz. Konu, kadraj, ışık, kontrast ve “çift saydamlı gibi” çalışmalarıyla örnek eserler verdi. Deneyimlerini, bilgilerini paylaşmaktan asla çekinmedi. Hatta kurucusu olduğu Altınoran Kültür Sanat Platformu ile, bilgi ve deneyimlerin meraklılar arasında yaygınlaştırılmasına öncülük etti.

SONA GELELİM

Bir kere benim ömür boyu doktorumdur. Bunu gazetede de ilan etmiştir. Fakat bu nedenle değil, hak ettiği için Uygur’u anlatacak çok güzel sözlerimizi içimizde saklayalım, burada kesip geçtiğimiz hafta sonu etkinliğine dönelim.

Devasa Medline Hastanesinin adımlamakla bitmeyen üç koridoru (Asansörde -3, -1 ve 0 katlarında) dışında, kapısı olan her odada orta ile büyük arası ebatta fotoğrafları yer alıyor. Toplamda 250 fotoğraf. Fotoğraf derken makine işi değil; yürek işi, duygu işi, yetenek işi, sezgi ve kişilikteki zarafet işi fotoğraflar… Benim gözümle, Adana’nın Kültür-Sanat Büyükelçisidir Dr. Haluk Uygur. Bu titri yıllardan beri hak etmiştir.

KENDİ KENDİNİ ANLATTI

Yeni sergi yepyeni yeniliklerle açıldı. İfadeyi açalım: Birinci yenilik, 250 parça gibi inanılmaz ve muhtemelen daha önce karşılaşılmamış eser sayısı. İkinci Yenilik ise büyük yenilik: Uygur’un fotoğrafları, hastane durdukça duracak. Yani geçici değil, kalıcı. Doktorum da dedi zaten: “Ben ölmeyeceğim. Biyolojik anlamda söylemiyorum. Vücudum tamamen yok olduktan sonra bile, bu hastane duvarlarında yaşıyor olacağım”.

Bir de şunları söyledi kalabalık Halukseverlere hitap ederken: “Ben bir doktorum… Aynı zamanda fotoğrafçı… Dolayısıyla ülkeme olan borcumu ancak iyisini yaparak, fotoğrafta Türkiye’min güzelliklerini göstererek ödeyebilirim.”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —