Oktay EROL

Tarih: 30.07.2025 12:58

BAŞKAN GEÇER’İN YOL HARİTASI

Facebook Twitter Linked-in

Ne bayramlarda ne de özel günlerde “dilekte” bulunmayı artık bırakmıştım; şu an da sürdürüyorum! “Dilekte” bulunanlara baktığımızda öne çıkanlar kim? Seçilmişler, toplumun bireyleri adına karar verenler… Peki, yıllardır/ özellikle “iyi dilekte” bulunanlar “iktidarda” olmasına karşın, neden özlem duyulanlar gerçekleşmez, neden bir adım ileri gidilmez de iki adım geriye düşülür? Art arda siyasetçilerin dile getirdiği “kutlama iletilerini” anımsayın! Hep “niyaz” ederler, hep “dilek” tutarlar! 

Peki, o dediklerini/ insanların rahat içinde yaşamasını/ çocuklarının karşısına gülerek çıkmasını/ sokakta elini kolunu sallayarak yürümesini/ market alışverişini sızlanmadan yapabilmesini kim sağlayacak, bunca “dilekler” nasıl gerçekleşecek? Yukarıdan önüne tepsiyle sunulmayacak sanırım, kimse bunu bilmeyecek denli kör değil! Gelinen noktada; demek ki “yönetenler” işlerini doğru/ dürüst yapmıyorlar, demek ki ulusal geliri eşitçe dağıtmıyorlar, demek ki beceriksizliklerinin tüm yükünü dargelirliye çektiriyorlar! Sözümona, “dileği” dillendirenler de kendileri, “dileğin” gerçekleşmemesine neden olanlar da kendileri, “iyi dilekle” insanları oyalayanlar da kendileri… Şimdi anladınız kanımca “dilekte” bulunmamamın nedenini…

***

İşte tam da bu dilek-ileti boşluğunun ortasında, Adana’da somut işlerle öne çıkan bir isim vardı: Zeydan Karalar. Nasıl bir ad vereceğimi bilmiyorum da; Adana Anakent Belediye Başkanı Karalar’a ilişkin öne sürülen “suçlamalar” daha belli olmadan/ suçunun ne olduğu bilinmeden kimi kendi bilmezlerin kendilerini “adalet” yerine koyarak “suçlu” saymaya başlamasıyla “güneş balçıkla sıvanmaz” elbette! Nasrettin Hoca gibi “ya tutarsa” olasılığı üzerinden sürdürülen yaşam ne denli nitelikli olabilirse artık!  Adanalı, Karalar’ın kim olduğunu, ne yaptığını onlardan çok daha iyi biliyor, görüyor, yaşıyor!

Başkan Karalar’ın “suçluluğu” belirlenmeden Silivri’de tutuklanmasının ardından Anakent Belediye Başkanvekili seçilen Güngör Geçer, hem “iyi dilekler” hem de ziyaretçi akınına uğradı! Göreve “dileklerle” başlayan Geçer, Başkan Karalar’ın bıraktığı yerden çalışmaları sürdüreceğinin “sözünü” verdi! “Dilekler” konusunda bir yargıda bulunmayacağım, ancak “bayrağı taşıyacağının” güvencesini vermesi tüm Adanalıların beklentisi…

***

Bayramlarda ya da özel günlerde “iyi dilekte” bulunmak, üstelik bunları yıllardır yinelemek zamanla toplumsal bir geleneğe dönüşmüş olsa da, gerçeklikten kopuk bir alışkanlık durumunu aldı görülür. “İyi dilekle” süslenen kutlama iletileri, insanların içinde bulundukları koşulları iyileştirmekten çok, yurttaşı avutmaya yönelik bir eylem biçimine dönüşmesi asıl benim sorguladığım. Tam da bu noktada, dileklerin yerini eyleme bırakan isimlerden biri Zeydan Karalardı! Adana’da yaşama geçirdiği hizmetler, dileklerin ötesinde bir toplumsal yarara dönüşerek halkın yaşamına doğrudan dokundu. 

Ulaşım altyapısında yapılan yenilikler, kent içi hareketliliği kolaylaştıran etmenler, mahalle bazlı açılan kreşler, kültür merkezleri, yağmur sularının eskisi gibi yaşamı zorlaştırmaması “dileğin” ötesinde ortaya koyulan eylemlerin sonucu oldu. Kısacası, Karalar insanların dilediği şeyleri yaşama geçirerek “iyi niyet” sözlerini somut gerçekliğe dönüştürdü. Karalar’ın bu süreçte bıraktığı iz, Adana halkının belleğine yazılmış bir gerçeği gösteriyor. Başkanvekili Geçer’in “bayrağı taşıyacağım” sözü eylemin kendisi, sözün sorumluluğu olarak algılandı; öyle de olmalıydı.

***

 

 

Adana’da olup biteni sokakta yürüyen, yağmurda bir tente altında yarı ıslak tutu kalan, çocuğunu kreşe götüren, pazara çıkanlar bilir; Zeydan Karalar, “dilek” ile değil “eylem” ile yurttaşın arasındaydı! Kimi zaman yapımı süren alt geçitte, kimi zaman bir dağ yolunda kente kazandırılan içme suyu çalışmasında, kimi zaman köylü kadınlarının arasında, kim zaman çocukların karşısında... Bugün Adana’da altyapıdan ulaşıma, sosyal hizmetlerden yeşil alanlara dek atılan her somut adım, “iyi dilekler” ile değil, kararlı bir sosyal belediyecilik anlayışıyla atıldı. Adana, dileklerle değil; çalışan, halkı gözeten, o yolu kiminle yürüyüp kiminle yürümeyeceğini bilen bir kent. Geçer’in yol haritası da burada biçimlenecektir… 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —