Yazının serinliği bu nedenledir.
Şu an yağmur yağıyor.
Yolunu şaşırmış bir yağmur mu desek acaba?
Camlara çarpıp duruyor.
Hani bazı filmler konuyu geriye dönüşlerle anlatır ya.
Hadi biraz geriye gidelim.
Ama hayli geriye.
Çocukluğuma.
Şu an doğduğum evdeyim.
Yağmur yağıyor.
Evimiz toprak damlı.
Kışın başında dam loğ taşıyla sıkıştırılsa da şiddetli yağmurlarda akıyor.
Annem damlayan yerlere tencere koyuyor.
Yağmur damlası süzülerek geliyor tencereye çarpınca tıp diye bir ses çıkarıyor ve etrafa saçılıyor.
Sonra diğer damla.
Sonra öbürü.
Tıplayıp duruyorlar.
Bundan kendime oyun çıkarıyorum.
İki damla arasında hayal kuruyorum
Diğer damla gelmeden hayalimi bitirmeliyim.
Yoksa gerçekleşmez.
Bazen damla erken geliyor hayalim yarım kalıyor.
İşte böyle damlalar arasında hayaller kurarak uykuya dalıyorum.
Yağmur yağıyor.
Çocukluğum derin uykuda.
Bu sokak Kayalıbağ'da.
Buradan geçerken nedenini bilemediğim duygular içinde olurum.
Mutluluk mu desem, hüzün mü desem?
Yüreğimde bir gülümseme geçer giderim.
Aydın Sihay
(Bu yazı yağmurlu bir günde yazılmıştır.)