Özdemir Asaf dememiş miydi;
"Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim." diye..
O eşinin hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğini öğrenmiş!.."
*
Bana göre de, "Selvi Boylum Al Yazmalım" filmindeki unutmaz bir replik..
Der ki;
Sevgi neydi?
Sevgi sahip çıkan dost,
sıcak insan eli,
insan emeğidir..
"Eğer" değil,
"Çünkü" değil,
-Rağmen sevebilmenin adıdır..
*
Kalbinin rotasına göre;
-Karşı kaldırımda seni gölgesine alandır..
-Sonbaharda ağaçlardan düşen kuru yaprakları saçından alırken, küçük parmağıyla ipek tene dokunandır sevgi..
*
Biraz araştırdım, sosyal medyada neler buldum neler:
-Aynalarda gülen yüzün mimarı olandır..
-Koltukta içi geçmişken, başını kedi gibi okşayandır..
-Hayata pembe gözlüklerle de bakmayı hatırlatandır..
-Kuruyemiş tabağında Antep fıstığı bırakanıdır!..
-On dakika fazla uyusun diye kahvaltı hazırlayandır..
-Omuzunu sabaha yastık edendir..
-Özleyen, en çokta bekleyendir..
*
Sevda; yağmurda açılan şemsiyen, kolunda yolunu gösteren bastonun, rüzgarda yaslanacağın dağın, sevdalarla yüklü trenin, bulutların ardında umut güneşin, açık denizdeki aşk gemindir..
Sözün kısası; sevmek zor meziyetmiş, cesareti olana özel..
Sevdiğiniz kadar sevilmeniz dileğiyle..
Güzel bir tatil sabahından sevgilerle..