İnsanın bu denli “hırs” içinde olmasını, yıllardır beri “tek başına” söz hakkı verilmesine karşın en son yapılan yerel seçimde “yitirmeyi” içine sindirememesine, Manavgat’ta gerçekleştiği ileri sürülen bir kumpasla “ulusal istenci” tanımamasına anlam veremiyorum! Hep “demokrasiden” söz edilir, “demokrasinin” tanıdığı haklardan söz edilir, “demokrasiyle” gelenin yine “demokratik” yollarla gitmesinden söz edilir; bu öyle bir şey değil ama, bir sindirilemeyen hırs!
Karar veren halk değil mi? Seçip “yönetme” görevini veren halk değil mi? Değilse “ulusal istenç” nedir öyleyse; hepsi yalan, hepsi oyalama, hepsi algı mı? Halk, seçmişse de/ seçmemişse de ona bağlı kalacaksın! Halkın “özgür istencini” sorgulamayacaksın! Halkın kucakladığı, halkın öyküler yazdığı, halkın arkasında durduğu, halkın beklentiler içinde olduğu “ipe/ sapa” gelmez gerekçelerle “olay konumunun” dışında tutmayacaksın, “yitirdiklerimi böyle alırım” demeyeceksin!
***
Adanalıyım, Adana’da olup bitenleri izliyorum, inanın daha Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın “suçunun” ne olduğunu anlamış değilim! Onbir yıl önce yaşanan bir olaydan söz ediliyor! Açıklamada, “İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında, Aziz İhsan Aktaş’ın elebaşı olduğu ileri sürülen suç örgütüyle yaptığı işler gerekçe gösterilerek” deniliyor! Onbir yıl önce, Adana’nın Seyhan İlçe belediye Başkanlığı’nı kazandığı zamana denk geliyor! Sonrasında herhangi bir şey yok!
Elbette “parsel parsel vermek” gibi, hak edilmeyen bir değeri sahiplenmek gibi, hak edenin “hakkını” vermemek gibi bir suçu varsa bedelini ödesin! Ancak, bu tür bir “suçlamayla” hiç kimsenin “suçlu” sayılmayacağının, “suçlayanın” tüm kanıtlarıyla “suçu” kanıtlamak zorunda olduğunun, onun da “tutukluluk” kararı verilmeden “hakça” yapılması gerektiğinin unutulmaması gerekiyor! Nasıl ki “demokrasi” denilen sistem içinde “herkesin” haklarını özgür ortamda savunma hakkı varsa, bu hak “demokrasinin” vaz geçilmez koşuluysa yerine getirilmesi gerekiyor; kafaya takılan bir soru var mı buraya dek?
***
“Benim dediğim olsun” diretmesi, Özgür Özel’i lider yaptı; bir gün öncesinden yeri belirtilen eylem alanları dolup/ taşıyor! Yalnız CHP’liler değil, aldığı emekli aylığına/ yitik gençliğine/ geçimine yetmeyen asgari ücretine tepki gösterenler aynı alanda buluşuyor! Aynı biçimde, yerel bölgelerde de beklenmedik isimler salt kentlerine bağlı kalmıyor, tüm yurtta “sözü edilen” isimler oluyor! Adana’dan, adını bilmediğim isimlerin yaşadıklarını öğrendim birçokları gibi, birçokları gibi yaşadıklarını sorguluyorum! Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ı tanır mıydınız, tanısanız bile bunca konuşur muydunuz? Şimdi konuşmayan yok! İlk ayrılışında kızının boynunu büküşünden etkilenmeyeniniz, geçirdiği onca operasyonun ardından/ tutukluluğu yaşamsal yitim olacağı ileri sürülmesine karşın yumuşamayan “hırsı” konuşmayanınız var mı?
Muhalefetin önünü kesmeye çalışırsanız, umulmadık yerde/ umulmadık engeller çıkarırsanız, tutuklarsanız “öne” geçmiş mi oluyorsunuz; halkın gönlünü almış/ emekliyi sevindirmiş/ gençliğin kaçışını önlemiş/ ücretli çalışanın doymasını sağlamış mı oluyorsunuz? Hayır, bu sorunların daha da büyümesine, ekonominin daha da çıkmaz yollara sürüklenmesine neden oluyorsunuz! Dışarıdan yalvar/ yakar getirilemeyen yatırımların çoğunu içte oluşturduğunuz “hırsla” yok ediyorsunuz!
***
Biliyorsunuz, Adana anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın tutuklanmasının ardından, “başkan vekili” kim olacak sorusu konuşulmaya başlandı! En çokta “sindirimsizler/ gelirse bu işi bırakırım” diyenler kendine dert etti. Öyle ki, bir paylaşımı yeniden “önemli bir uyarı” diye paylaştı. “Zeydan Karalar'ın isteğinin Güngör Geçer ismi üzerinde olduğu belirtilirken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ecz. Burhanettin Bulut'un adayının Nazlı Pınar Ünlü olduğu ifade ediliyor” deniliyordu! Bir yanda Başkan Karalar, diğer yanda vekil Bulut ayrıştılar; öyle mi?
Bu hırs “iktidar” için nasıl iyi değilse, “sindirimsizlerin” bu tutumu da hoş değil! Şunu bilsinler ki, Adana’nın şu an iki ilçe belediye başkanı tutuklu, tutuklu başkanların istediği isimler “aday” gösterildi! Anakentte de “aynısı” olacak! Başkan Karalar’ın gösterdiği isim “aday” gösterilecek. Genel Başkan Özgür Özel’in kararının da bu yönde olacağını, Seyhan/ Ceyhan örneğinden biliyoruz! “Hırsın” bulaşıcılığına ödün vermeyin!