İfral TURGUT

Tarih: 17.11.2025 17:11

KAHT-I RİCAL

Facebook Twitter Linked-in

Halkın çoğunluğu, her  şeyden habersiz, “Yüce Padişahlarının” büyük Osmanlı’yı dirayetle yönettiğini zannediyor, daha doğrusu inanıyordu. Namık Kemal ise, “Kaht-ı Rical” diye bağırıyor, uyuyan halkı uyandırmaya çalışıyordu. Kaht-ı Rical, adam kıtlığı, insan yokluğu demekti.

Kerameti kendinden menkul, kovulduğu kapıya yeniden kapılanmak için gizli açık taklalar atan, “Stratejik Derinlik” mucidi Davutoğlu, öngörüsüzlüğü yüzünden on milyon mülteciyle ülkeyi sessiz işgale uğratmış ve bu milletin iki yüz miyar dolarını heba etmiş, şimdi de bütün bunlar olurken kendisi uzaydaymış gibi davranıyor. Kovulduğu kapı bir ağa kapısı değil, başbakanlık makamı. Ama kendisi ,”Ben orada olsam, neler yapardım,” havasında. 

Bir başkası önce övülen, sonra sövülen, daha da sonra, “Sensiz olmuyor, gel şu ekonomiyi kurtar,” denilen adam. Neden hiçbir işe yaramadığı basın toplantılarıyla anlatılan bu adam şimdi “Baba bir hırsız tuttum,” hikayesinde olduğu gibi ne gidebiliyor, ne de kalabiliyor. “Sağlığım bozuk” mazeretini de yutan yok. Şimdilik ,”Otur oturduğun yerde, gerektiği zaman ben seni kovarım,” kuralının uygulanacağı günü bekliyor.

Aldıklarımızı kovuyor, kovduklarımızı geri alıyoruz.SebebiKaht-ı Rical değilse nedir?

Bütün dehasını, istihdam yaratmak, halka yeni iş sahaları açmak, ekonomiyi güçlendirmek, uluslararası ticareti geliştirmek yerine, halkın neresinden, daha ne kadar vergi alabilirim düzenbazlığına harcayan para sihirbazı, belki de sağlığı gerçekten bozulursa ekonomiyi düzelteceğini düşünerek sağlığının bozulması için dua ediyor. Sanırım, gördüklerine dayanarak, sağlığı bozulan ricalin hidayete erdiği gibi bir ümidi var.

Namık Kemal’in Kaht-ı Rical diye çırpındığı, benim de kastettiğim adam kıtlığı bu. Yoksa kitlesel nüfusta ve ,”Gel,” denildiğinde koşarak gitmeyecek adam sıkıntımız yok. Baksanıza adam “Et Ve Süt” kurumuna genel müdür olmuş, gitmiş Macaristan'da Green Farm andTradeKft. adlı bir  et şirketi kurmuş, sahip olduğu şirkettenyönettiği kuruma tonlarca et satarak milyarlar vurmuş. Ardından suçüstü yakalanınca, "İftira.Hem kişisel faaliyetlerim hem de bahse konu şirketin faaliyetleri, ilgili mevzuata ve etik kurallara uygun şekilde yürütülmektedir,"demiş. 

Doğru değil, diyeni Allah çarpar. Kardeş sana mevzuata uygun değil, diyen yok ki. Mevzuatı da, kılıfı da hazırlayan sensin. Sen bunları galiba Ruhsar ablandan öğrendin. Oda mevzuata uygun ama ahlaka ve yasalara aykırı olarak kendi bakanlığına deterjan satıyordu. Hırsızlığın mevzuata uygun olması, onun hırsızlık vasfını ortadan kaldırmıyor ki. Biz bunun sadece hırsızlık ve ahlaksızlık olduğunu söylüyoruz, o kadar.

Korkma sana hiçbir şey olmaz. Bir süre sonra daha karlı bir iş yapmaya başlarsın. Sadece biraz gecikmiş olursun o kadar. Nasıl olsa memlekette geçerli olan anayasa, adalet, hukuk falan değil, “Benim Hırsızım İyidir” yasası. 

HatırlasanaMücahid, Kızılay Başkanı, memleket asrın depremi gibi bir felaketi yaşarken, Kızılay’ın çadırlarını satmıştı da bir şey mi olmuştu, sanki? Yahu, herifin kızı adam öldürdü elini kolunu sallayarak geziyor. Sana hiçbir şey olmaz, o ineklerin paralarının bir kısminigönderdiklerin sana kimseyi dokundurtmaz. Yaşın genç, kim bilir mevzuata uygun daha ne işler becerirsin?            

Bakın dostlar, ne becerikli adamlarımız var, biz hala Namık Kemal gibi, 150 yıldan beri Kaht-Rical’i konuşuyoruz. Ama biz mi konuşuyoruz, yoksa çakma rical mi konuşturuyor?

NURLAR İÇİNDE UYU, NAMIK KEMAL.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —