İfral TURGUT

Tarih: 14.11.2025 20:01

NEREDE O ESKİ GÜNLER, ESKİ NEZAKET, ESKİ TERBİYE VE ESKİ İNSANLAR?

Facebook Twitter Linked-in

Recaizade Mahmut Ekrem Bey edebiyatımızın zirvelerinden, sohbetleri tadına doyulmaz ustalarındandı. Düzenli olarak sofralar kurulur, Tevfik Fikret, Tatyos Efendi, Rahmi Bey gibi dönemim edebiyat ve müzik insanları bir araya gelir, doyumsuz sohbetler edilirdi.   

Derken, Recaizade Mahmut Ekrem’in oğlu Nejat aniden vefat edince, adeta hayata küstü, inzivaya çekildi ve arkadaşları da uzun bir süre bu toplantılara ara verdi.   

Ama hayat devam ediyordu. Uzunca bir zaman sonra bu sofralar tekrar kurulmaya, edebiyat ve musiki sohbetleri de yapılmaya başladı. Recaizade Ekrem ise kırlarda avare avare dolaşıp, acısını tek başına yaşamaya çalışıyordu. 

Bu sürede “Gül hazin sümbül perişan” diye başlayan bir şiir yazdı ve bestelemesi ricasıyla Rahmi Bey’e verdi.

Aradan uzun bir zaman geçti ama Rahmi Beyden ses çıkmıyordu. Bir akşam tesadüfen bir dost meclisinde karşılaştıklarında Ekrem Bey; “Acaba Rahmi Bey lütuf buyurdular mı,” diye sordu. Rahmi Bey büyük bir mahcubiyet içinde başını öne eğerek, “Âcizane bir şeyler yaptım efendim, arzu ederseniz icra edeyim,” dedi. 

O esnada Tevfik Fikret ve Tatyos Efendi de oradaydı. Rahmi Bey uzun ceketinin cebinden neyini çıkarıp, birkaç makamda dolaşıp, Bayati makamında karar kılarak eseri icra etti.

Gül hazin sümbül perişan Bâğzârın şevki yok.
Derdnak olmuş hezar-ı nağmekarın şevki yok.
Başka bir haletle çağlar cuyibarın şevki yok.
Ah eder, inler nesim-i bikararın şevki yok.
Geldi amma neyleyim sensiz baharın şevki yok!

Şarkı bitince, herkes adeta büyülenmişti. Tatyos Efendi, kalktı ve Rahmi Bey’in ellerinden öptü.

İşte o devrin nezaketi, inceliği, zarafeti.

Recaizade Ekrem oğlunun acısını hiç unutamamış, onun için şiirler yazmıştı. “Ah Nijad” isimli şiiri, evlat acısı yaşayan bir babanın duygularını anlatan bir şaheserdir ki, okumaya bile yürek dayanmaz.

Bu şiiri ilk defa lisede okumuştuk. Öğretmenimiz de ne güzel anlatmıştı hikayesini. Belki de onun etkisiyle ezberlemiştim şiiri.

Çok fazla, “Nerede o eski günler,” diyenlerden değilim. Hatta dönüp geriye bakmayı hiç istemem ama Muazzez Abacı’nın ölümü gibi olaylarda, Muazzez’in Ziya Taşkent’i anarken gösterdiği nezaket ve terbiye bana Tevfik Fikret, Recaizade Ekrem, Tatyos Efendi ve Rahmi Bey gibi İNSANLARI hatırlatıyor ve ister istemez, “Nerede o eski günler,” demek zorunda kalıyorum.

NEREDE O ESKİ GÜNLER, 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —