İfral TURGUT

Tarih: 18.11.2025 21:28

RUS AYDINLANMASI

Facebook Twitter Linked-in

Aydınlanma düşüncesinin Rusya’ya girişinin II. Katerina döneminde gerçekleştiği söylenir. Katerina bu amaçla, Fransız aydınlanmacılarını ve Ansiklepedicileri Rusya’ya davet ederek, onlarla dostluk kurdu ve kendisini onların bir öğrencisi sayarak, amaçlarını gerçekleştirmeye hatta Fransa’da  Ansiklopedi’nin çıkartılmasında güçlükler yaşanması üzerine, geriye kalan ciltlerinin Rusya’da bastırılmasını sağlayacağına söz verdi.

Katerina, aslında bir cumhuriyetçi olduğu ve despotizmi ortadan kaldırmayı amaçladığı izlenimini yaratmaya çalışıyordu. Fransız düşünürleri Rusya’daki bu gelişmeyi önce şaşkınlıkla sonra da coşkuyla karşıladı. Voltaire Diderot’ya yazdığı bir mektupta, “Ne şaşırtıcı günlerde yaşıyoruz. Fransa felsefeyi bir suçlu gibi kovuştururken İskitler (barbar Ruslar) onu koruma önerisinde bulunuyorlar,” diyordu.

Diderot da Voltaire’e verdiği cevapta, Katerina’nın “Brutus’un ruhuyla Kleopatra’nın büyüsünü kendisinde birleştirdiğini” söylüyor, Jean-Jacques Rousseau ise, Katerina’ya hiç inanmıyor, davetini de reddediyordu.  

Katerina, bazı önemli yasal düzenlemeler yapıyor, Aydınlanmanın doğal hukuk kuramına inandığını söyleyerek, Rusya’yı tüm insanların doğal haklarına saygı gösterecek hukuka bağlı bir devlet yapma sözünü veriyordu. Ancak, hazırladığı yönergelerin Rusya içinde geniş kitlelere ulaşmasını yasakladı. Köylülerin komisyonlarda temsil edilmesini engelledi.

Diderot Rusya’daydı ve Katerina ile aralarında sıcak bir ilişki vardı. Olup bitenleri yakından gördü. Fransız düşünürleri Katerina hakkında besledikleri umutları yavaş yavaş kaybediyordu. Katerine, Ansiklopedi’nin Fransa’da basılmayan bölümlerinin Rusya’da  basılacağına söz vermişti ama işi durmadan savsaklıyordu. Diderot hayal kırıklığına uğramıştı. “Rusya’da bireysel özgürlüğün derecesi sıfıra indirilmiş; bir kimsenin üstünün sahip olduğu yetke hâlâ çok büyük ve insanların doğal hakları hâlâ son derece kısıtlı,” diye yazdı. Katerina’ya, soylularla köylüler arasındaki ilişkiyi yöneten yasa niteliğinde herhangi bir çarlık buyruğunun bulunup bulunmadığını sordu. Cevap ilginçti:   “Her çiftçi kendisine süt veren ineğine bakar, dolayısıyla hukuksal güvencelere gerek yok.” 

ALIN SİZE, RUS AYDINLANMASI. 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —