Bilgisayarın adı “elektronik beyin” olarak hafızalarda yer etmeye başladığında kendisinin ne olduğunu öğrenmeden fıkralarına geçmiştik:
“Elektronik beyin her soruyu cevaplıyormuş. Sıra Temel’e gelmiş. Onun sorusundan sonra elektronik beyin olduğu yerde güçlü biçimde sarsılmış ve bozulmuş. Profesörler hemen Temel’in yanına gitmişler, ‘sen ne sordun da elektronik beyin bu hale geldi?’ diye sormuşlar. Temel gayet sakin ‘hiç’ demiş:
-Ne var ne yok dedim?”
O yıllarda İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) bilgisayar mühendisliği öğrencileri bile gardrop büyüklüğündeki bilgisayarla çalışabilmek için sıraya girip saatlerce bekliyorlardı.
Sonra gazeteciler “bilgisayar kongreleri” izlemeye başladılar. Ama bilgisayarın Babıali’ye girmesi için zaman gerekiyordu. Sonunda girdi! Haber merkezlerindeki usta gazeteciler olanca bilgelikleriyle(!) kararlarını verdiler:
-Bu şey gazeteciliğe uygun değil!
O dönemde yazılarını el ile yazan bazı büyüklerimiz de internetin geçici bir moda olduğu görüşündeydiler:
-27 Mayıs İhtilali sonrasında naylon gömlek çok modaydı, şimdi var mı?
***
2 Ekim 2025 Perşembe günü İstanbul’da gazetecilerin (gerekli görmedikleri için) fazlaca ilgi göstermedikleri bir toplantı yapıldı:
-Yapay Zeka Kongresi!
Bu alanda dünyaca ünlü isimler sunumlar yaptılar. Konuşmalar İngilizce ve Türkçe idi. Ama çeviri yapılmıyordu. Ekranda kısa süreli beliren bir barkodu cep telefonuna okutunca konuşma metni ekranda akmaya başlıyordu.
Bizim gibi geçen yüzyılın ortalarında dünyaya gelenler için uzay mekiğinde yola çıkmış bir yolcu hissiyatı oluşturan Kongreyi Boğaziçi Ventures firması düzenlemişti. Bu firmanın -ismi güzel- genel müdürü Barış Özistek, makine mühendisi. Sonraki yıllarda nerelere geleceğini belli eden çok üst düzey eğitimler almış.
Benim gibi “ilkokulda ahşap yumurta ile çorap topuğu yamama dersi almış olanların” kafalarında büyük soru işaretleri oluşturan konuları Barış Özistek’e sordum. Dedim ki, “Yapay zekâ korkulacak bir şey mi?” bana samimi olarak anlatır mısın?
-Evet ama hangi açıdan korkulduğuna bağlı… Devletler korkmalı, bugün dünyanın ilk 20 ekonomisi içinde yer almayan bir ülke ilk 10’a girebilir. Çok güçlü bir dönüştürücü teknoloji dalgası ile karşı karşıyayız. Savunma güçleri, üretim üstünlükleri, finansal piyasalardaki hakimiyet gibi konular çok hızlı el değiştirebilir. Kurumlar korkmalı, şu an doğmamış rakipleri 10 yıl içinde onların iş modelini değiştirebilir, kârlarını yutabilir. Bireyler korkmalı, yeniçağa ayak uyduramazlarsa maddi manevi çok zorlanacakları bir döneme giriyoruz.
-Yapay zeka hangi ihtiyaçtan doğdu?
-Internet ve tüm insanların ve makinelerin birbirine bağlı olması ile birlikte inanılmaz bir data birikmeye başladı. Bu datayı iyi kullanan şirketler de ön plana çıktılar. Data büyüdükçe analiz etmesi, doğru yorumlamak ve aksiyon almak manuel olarak yapmak imkâsız hale gelmeye başladı. Bu nokta insan gibi analiz edip düşünen ve aksiyon alan bir yapay zekaya olan ihtiyacın netleştiği noktadır.
–İnsanlık için ne sunuyor?
-Bence en önemli etkisi bilimin hızlanması olacak. Araştırmalar çok daha hızlı ve isabetli gerçekleşecek, buluşlar hızlanacak. Birçok hastalığın tedavisinden, iklim sorunlarına kadar pek çok alanda hayal edemeyeceğimiz etkide pozitif iyileşmeleri önümüzdeki 20 yılda göreceğiz.
-Yapay zeka istihdamı nasıl etkileyecek?
-Doğal olarak istihdamı düşürecek ama buna negatif bakmayalım. İnsanlar 5 gün yerine 3 gün çalışıp yine aynı ücreti alıyorlarsa ve daha keyifli bir hayat sürüyorlarsa istihdamın düşmesine negatif bakmaya gerek yoktur. Zaten işsizlik, iş arayıp da bulamayan kişilerin oranıdır. Devletler politikaları doğru yönetirse ve teknolojik gelişmeleri zamanında yakalarlarsa bu değişim dönemini yönetilebilirler.
-Yapay zekanın etkili olamayacağı bir alan var mı?
-Uzun dönemde bence yok!
-Yapay zeka ile örgün eğitim arasında nasıl bir etkileşim olacak?
-Eğitim sistemi bence tüm dünyada çökmüş durumda. Şu an bir oyunun reklamını bile kişiye özel çıkıyorken, e-ticaret sitesine her giren kullanıcıya kişiye özel öneriler gelirken okullarda halen bir öğretmenin çok sayıda öğrenciye aynı eğitimi verdiği bir dünyadayız… Yapay zekâ, eğitim sisteminin kökten değişmesini hızlandıracaktır ki bu insanlık için çok gerekli.
-Geleceğe ilişkin tahmin yapın: 5 yıl sonra, 10 yıl sonra yapay zekâ hayatımızın yüzde kaçı olacak?
-Bugün internet hayatınızın yüzde kaçı? İnternet 1999’da küresel yaygınlığa ulaştı. 250 milyon kullanıcısı vardı. Bir milyar kullanıcıya 2005’te ulaştı. Şu an ChatGPT bu rakamın çok yakınında… Bugün internet hayatımızın yüzde kaçındaysa, 5 yıl içinde yapay zeka da o noktada olacak. 10 yıl içinde nerede olacağını hayal etmek zor fakat umarım Türkiye olarak en ön sıralarda adapte etmiş oluruz. Biz Boğaziçi Ventures olarak yatırımlarımızı yapay zekâya odakladık!
***
Uzmanlara göre tusunami büyüklüğünde bir iletişim dalgası geliyor. Bunu en korkutucu yanıysa kapitalizmin kontrolünde yaşanacak olması. Geri kalmış ülkelerde ise uhrevi alemin derinliklerinde dalmış ulemaların akıl dışı fetvaları en üstte itibar görüyor. Böylesi ülkeler için yeni dalga, fıkra kahramanı Temel’in merakına takılıp kalabilir:
-Ula zekâ ne yapaysın?