Oktay EROL

Tarih: 06.06.2024 10:34

CHP’Yİ ELEŞTİRME KOLAYCILIĞI…

Facebook Twitter Linked-in

Bugün özellikle bir köşe yazarı, ya da etkin biçimde sosyal medya kullanan için “en kolay” olanı “muhalefeti” yazmak! Sosyal medyada da görüyoruz, “iktidara” yakın olan gazetelerin sayfalarında neler okumuyoruz ki… “Muhalefete” yakın bir gazete ya da fenomen “iktidar” ya da “iktidarı” oluşturanlardan birine ilişkin benzeri, “geçmişten” bir anımsatma yaptıklarında bile durum değişiyor! Dedikleri tümceler yinelense de “suç” sayılabiliyor! Onun için diyorum, “muhalefeti” yazmak kolay!

“Muhalefetin” yurt severliğine söz eden oluyor, o yetmedi inanç konusu ayaklar altında geziniyor, o da yetmedi “ağır sözler” kullanılıyor! “Muhalefetin” yapacak işi/ gücü var elbette, düzeyi aşan olmadıkça, bu tür yurttaşın “eleştirme/ kınama” özgürlüğü ile uğraşılmak istenmiyor belli ki! İşin en ilginç yanı; eğer yapılan eleştiriler ya da gösterilen tepkiler doğruysa, “iktidar” trollerinden önce parti içindeki sivri dilliler/ eylemi “anti demokratik” görenler susturulamıyor!

***

“Muhalefetin” asıl gücü “ilkelerinden sapmayanların” ortaya koyduğu erdemdir! Haklı görülen davalarda sonuna dek, hiçbir “acı reçeteye” boyun eğmeden direnirler! Üç günlük “partili” görülen yakpak duruşlulardan, o gün orada/ bugün burada boy gösterenlerden söz etmiyorum! Dünyaya, insana, doğaya, hayvana, bilime bakışlarıyla ortaya çıkan “ilkelerden” ödün vermeyenlerdir, asıl “muhalefetin” gücü! Bugünün dünden, yarının bugünden ileri olduğu bilincini taşırlar!

“Muhalefet” içinde gelişen olayları savunmasını da, kınamasını da, yermesini de savsaklamazlar! “İktidara” yakın medya “muhalefeti” kalbura koyup sallarken “bu ne” sorusunu sormadan karar vermezler! Başta da söyledim, en kolayı “muhalefeti” eleştirmek de; ama bazen öyle oluyor ki, sanki gösterilen tepkiler yetmiyormuş gibi, öyle ucuz açıklamaların içine geriyorlar ki, bu kez “muhalefetin” vekillerine/ sözcülerine “bu ne” demek zorunda kalıyorum! Gerçekten, “bunlar ne”?

***

Geçtiğimiz günlerde, Seyhan Belediye başkanı Oya Tekin, Adana’da bulunan günlük gazetelere yazı göndererek, abonelikten çıktıklarını belirtmiş! Elbette bu eylem, “iktidarın” geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği “kamuda tasarruf” uygulamasının bir parçası olarak düşünebilir! Yerel basına gelinceye değin başka neleri sonlandırdığı, nelerden “tasarruf” sağlandığı konusunda şu ana dek bilgi alabileceğim biri varsa da, “kendi elleriyle ördüğü” kalın taş duvarlar aşma/ dikenli yollarını geçebilme olanağım olmadı! Şunu dedim: demek ki başkan gerekli görülmüş ki, böyle bir karar alınmış; öyle olmalı ama…

Diyorum ya, ille de bir yerden açık verilecek, salt “iktidar” kanadı değil, “muhalefet” içinden de çatlak sesler çıkacak; işin kolayı bu da olsa, asıl kolaylaştırana da bakmak gerek! 

***

Adana Milletvekili Ayhan Barut… Basına son gönderdiği bültende, yerel basının yanında olduğunu, Atatürk’ün “basın halkın ortak sesidir” sözünü kullanarak “ne yazık ki ülkemizin son süreçte yaşadığı ekonomik kriz, adaletten demokrasiyle her alanda yaşanan sorunlar toplumun tüm kesimlerini olduğu gibi fazlasıyla da basın camiasını olumsuz etkilemiştir" diyor!

Anladınız mı şimdi? Seyhan Belediye Başkanı bir karar alıyor, yerel basının aboneliğini ortadan kaldırıyor, yerel basını içinde bulunduğu çıkmazın içinde yalnızlaştırıyor, sonra da Chp Milletvekili Ayhan Barut “basının yanında yer aldıklarını” ileri sürüyor! Ortada hiçbir somut kanıtı yok, ayrıca bugüne değin hangi basını dinlemiş merak edenlerdenim! Söyleyeyim; Belediye Başkanı/ milletvekili eşgüdüm içinde çalışıp açıklamalar yapmadıkça ne 2028 seçim umulduğu gibi olur, ne de “Chp’yi eleştirme kolaylığı” ortadan kalkar! Titreyin artık! 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —